24 Mayıs 2017 Çarşamba

Haller, haberler, son günler

Bir defterim var, Belçika'ya karar verdiğimizden beri okuduklarımdan, iletişimde olduğum kişilerle yaptığımız görüşmelerden notları tutuyorum. Ayrıca randevuların bilgileri, soracağım soruların notları da o defterde. Bir de sık sık yenilenen bir "yapılacaklar liste"m var.

Hepi topu birkaç kere gittiğiniz bir ülkeye yerleşmek için her detaya hakim olmak mümkün değil. Pek çok konuda hala başlangıçtaki noktamızdayız, mesela ev, mesela okul. Gitmeden berraklaşması mümkün olmayacak bulanık sular, demekten başka çare yok. Biz de netleştirebileceğimiz aşamalara odaklanırız dedim ve vize için gerekli belgelerin teminine başladım.

Belgelerin tamamlanmasına yakın Belçika'dan müjdeli haber geldi: Çalışma izni çıkmış!
Haber o kadar yeni ki, belge henüz elime ulaşmadı bile. Ama zaman kazanmak için hemen vize merkezini aradım, malum maaile Ankara'ya gideceğiz, randevu almak lazım. Telefonun sürekli meşgul olmasından kıllanmıştım, korktuğum başıma geldi. Sistem güncelleniyormuş ve haziran ayı randevuları dolu olabilirmiş. Daha sabah İlker'le konuşuyorduk, vaktimiz az kaldı, temmuz başı gibi gitmiş olmak için randevuyu haziranın başına alalım diyorduk. Sanırım kader bize bir yerlerden gülüyordur:)

Hayatın kontrolünü elinde tutmaya alışmış kişiler (örneğin BEN) işleri akışına bırakmakta zorlanırlar. "Su yolunu bulur" sözü bizim gibilerde Azer Bülbül gibi titremeye ve baraj projesi tasarlamaya sebep oluyor, "su yolunu bulmaz, biz suya yolunu buldururuz" :) Bahsettiğim defteri de o yüzden tutuyorum zaten, her gün "bugün Belçika için ne yaptın?" sorusuna cevap oluyor notlarım. Bak mesela bugün bu saate kadar epey çalıştım. Vize merkezine sorular sordum (sanırım benden bıkacaklar), tercüme bürosu ayarladım, birkaç ev baktım, bir emlakçıya mail attım, okul konusunda yetkili birilerine sorular sordum... Dün hazır Arca tatildeyken kendisini doktor kontrolüne götürmüştüm, ondan evvel fotoğraf çektirdim...vs...

Böyle şeylerle uğraşıyorum işte. Ama bir taraftan da hayat devam ediyor. Bilsem mülakatına çağırmışlar Arca'yı, haftaya oraya gideceğiz, ne olacak bakalım. Geçen yıl da katılmıştı, fakat yerleştirilmemişti, şahsi tecrübesine göre gereksiz buluyor ama Arca bu, eğitimle ilgili her şey ona gereksiz. Ordinaryus Profesör. Belçika'da okul yok desek bizden önce kapağı atar! Yoksa şu an pek de mutlu değil. Kanımca izin çıkmaz Türkiye'de kalırız sanıyordu, izin çıkınca bu durumdan pek hoşlanmadı. "İnşallah çalışacağın şirket kapanır" gibi beddualarla isteksizliğini ortaya koyuyor. Onun açısından bakarsak haklı tabii. Bunun bir macera olduğunu, yeni bir hayatı hep birlikte kuracağımızı bilmem kaçıncı defadır anlatıyorum ama anlaması kolay değil. Bir de ağzından baklayı çıkardı, onsuz Belçika'ya gitmemize acayip içerlemiş, bir dahakine o da gelip görecekmiş. Galiba aramızda en heyecanlı ve motive olan benim. İlker, elindeki işleri tamamlamakla meşgul, Arca dediğim gibi...

Belçika'da yaşayanlarla görüştüğümde, evleri inceleyip okulların fotoğraflarına baktığımda, sabırsızlanıyorum ama sonra biri bir şekilde orada mutsuz olacağımızı, ya da buraları özleyeceğimizi söylüyor veya Arca gitmesek çok mutlu olacağını anlatıyor, süngüm düşüyor.

Devam eden hayatımız içinde keyifler de var kuşkusuz. Mesela dün Kou&Jou'daki Sıla'nın masal gecesi, mesela hafta sonu Samos. Neyse onları da artık başka posta bırakalım, burası boşuna şişmesin:)


8 yorum:

GeCe dedi ki...

Arca kafasında canlandıramadığı için belirsizliklerden korkuyor, burdaki alıştığı hayatı istiyor olabilir. Çok haklı eminim gidince sevecektir. Özlem ise hep olacak neyazık ki.

Biz Hollanda'ya oturum amaçlı vize alacağımız için İstanbul'daki Hollanda konsolosluğunda öncelikliydik. Daha doğrusu oturum iş gibi vizeler için asıl şube, turistik geziler için başka şube bakıyordu. Bu yüzden sorun olmamıştı fazla. Belçika için de böyle bir imkan Yok muymuş acaba?

yeliz dedi ki...

umarım dediğin gibidir. Belçika için hepsini aynı merkezden almak lazımmış. Ben çalışma vizesi olduğunu belirttim, bir güncelleme vardı bakalım belki yarın sistemleri güncellenince netleşir.

Adsız dedi ki...

Biz gecen sene yurt disina yerlesmeye karar verdik. 9 yasindaki oglum Arca gibi tepki gosterdi hic gitmek istemedi, en buyuk korkum onun adapte olamayacagiydi. Simdi yeni okulunu ve arkadaslarini cok seviyor. Cok kisa bir surede adapte oldu. Size tavsiyem uluslararasi bir okula yazdirmaniz olacaktir. Hic merak etmeyin yetiskinlerden cok daha kisa surede adapte olup arkadas ediniyorlar

okuyanguzel dedi ki...

Çok sevindim. Hayırlı olsun. Ama tabi ki Arca'nın tepkileri çok normal. İlk başlarda çok sıkılacak ve sizi çok bunaltacak. Ama alışacak tabi ki sonunda.

Şu anda başka bir şehire tayin olacağım. Toprak o kadar mutsuz ki. Hatta ağlıyor gitmeyelim diye. Buraya 3 sene önce geldik ve gelirken de çok ağlamıştı. Ben artık alıştım bu tepkilere geçeceğini biliyorum ama Arca ilk kez yaşıyor tabi ki.

Sizin de İzmir'de güzel bir hayatınız var ve siz de zorlanacaksınız ilk başlarda. Ama eminim çok mutlu olacaksınız.

Ben ise beni neyin beklediğini biliyorum. Hiç tanımadığım bir şehir. Hiç arkadaşım yok. Yalnızlık, hedefler ve mutsuz bir çocuk. Konuyu nasıl da kendime bağladım. :)

pelin dedi ki...

her şey çok güzel olacak yeliz, aksi konuşanlara takılma. arca kıymetini daha da anlayacak ilerde bu taşınmanın.

Gozde dedi ki...

Evet buraları çok özleyeceğine eminim, hatta burnunda tütecek ama orada da çok güzel bir hayatınız olacağına eminim....tatillerde türkiye' ye geldiğinizde de orayı özleyeceksin, çünkü insanın evi neresiyse kalbi orada atar ya da bunun gibi bişeydi🤗😉

Gulcin dedi ki...

Yelizcim hayirli olsun. En zor kisim bitti oh. Ya birak eylul basi olsun yazi gecirin izmirde :)

Gulcin dedi ki...

Yelizcim hayirli olsun. En zor kisim bitti oh. Ya birak eylul basi olsun yazi gecirin izmirde :)