17 Mayıs 2016 Salı

Okusun da …

Geçenlerde Arca cücesinin babaannesi Salih Memecan’ın iki karikatür kitabını getirmiş, “Sizinkiler” serisinden. Bir süre kitaplıkta öylece durdu, sonra bir gün Cansu’nun doğum günü için Çeşme’ye giderken yanına almak istedi. Yolda okuyacakmış. Bak bu bir ilk. Kitap dergi karıştırmıştı ama bütün yol boyunca kahkahalarla bir kitap okuduğu olmamıştı. Ben gıcık oldum. Okumasına değil de, Salih Memecan’ın bir kitabını bu kadar sevmesine. Ama Arca’ya nasıl anlatılır, bu kitabı yazan adam yalakalık yapmak uğruna, insan hayatını hiçe saydı diye… Okusun da… ne okursa okusun diyemiyorum arkadaş, adama ziyadesiyle bileniyorum:/

Neyse ses etmedik, her takıntı gibi, bunun da tozlu raflarda yerini alacağını düşündüğümüzden üzerine varmadık. Ama Arca tutturdu illa devam kitaplarını istiyor. İlker’e bir kitap alacağım gün (allahım hayatımızdaki ilklere bir yenisi! Kıyamet kapımızda mı ne? İlker onun için kitap almamı istesin, olacak iş değil – fikrini değiştirmesin diye alelacele siparişi verdim zaten), Saftirik Greg’lerden de birkaç kitap ekledim listeye. Evet Sizinkiler’den vazgeçirmek için başka bir bağımlılık yaratmaya çalıştığımı inkar edecek değilim.



Tabii ki işe yaradı! Arca’ya kitap seçme konusundaki yedi yıllık tecrübelerim meyvesini verdi ve yer cücesi önce biraz mesafeli durduysa da tabiri caizse içine düştü kitabın, elinden bırakamıyor.

Cumartesi sabah, şimdiden on iki kilo veren muhtereme uygun fiyatlı şort ve t-shirt bakmak için Mavi Bahçe’ye gittik. Bizim için iki hafta üst üste AVM? evet gerçekten kıyamet yaklaşıyor:) Kalabalık sevmediğimiz için, kapıların açılış saatine denk getirdik girişimizi. Bu iki oğlan, bir süre benden ayrı takıldı, onları bir mağazada bulduğumda Arca sıkılmaya başlamıştı. Arca’nın AVM’de sıkılması da çok pistir! Hamburger vaadiyle kandırabilirsiniz, yanınıza bir muz alır, öğle yemeğine kadar dayanmasını sağlayabilirsiniz fakat siz tezgahların arasında dolanırken ona bir meşgale sunmazsanız, yanlış alışveriş, kavga gürültü ve sinir asabiyet gibi tehlikeleri göz önüne almanız gerekir.

Austin Kleon, “Bir sanatçı gibi araklayın” adlı kitabında, kendi yaşamıyla ilgili çok keyifli anılara yer veriyor. Çocukluğuna gittiği bir dönemi, en çok kitap okuduğu dönem olarak anlatıyor. Annesi alışverişe gider ve küçük Austin’in deneme kabinlerinin önünde kitap okumaktan başka çaresi kalmazmış. (Ve şu anda bir tarafımdan sallıyor olabilirim, yani bu anıyı Austin Kleon'dan değil de başka bir kitaptan okumuş olabilirim. Kim olduğu mühim değil, düzeltmekle uğraşmayın, mühim olan benim düşünce baloncuğumda yaktığı ampul:))

O gün Arca’nın hafiften arıza çıkarmak üzere olduğunu görünce kitaptaki bu bölüm geldi aklıma ve derhal arabaya gidip Saftirik Greg’i almayı teklif ettim. Ve bunu kesinlikle günü kurtardı. Özellikle H&M’de İlker deneme kabini, ben de kasa sırasında iken Arca bir pufun üzerine yayılıp kahkahalarla kitabını okudu. Yazar aldığı dualarla cenneti garantilemiş olabilir.

Geçen hafta, öğle yemeğinde sohbet ederken arkadaşımın Arca’dan iki yaş oğlunun öğretmeninin bu seriye karşı olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Ne yani çocuk o yaşta klasikleri mi okusun? Neymiş argo varmış. Neymiş argo? “kaka adam” mesela, mesela “geri zekalı”. Emin ol kimsenin çocuğu söylemiyordur, emin ol:))

Açıkçası ben, okusun da ne okursa okusun düşüncesindeyim. (Salih Memecan hariç:P) Çocuklar okumayı bir alışkanlık haline getirme yaşlarındalar, kitaplara, okumaya bağlanma yaşlarındalar. Bu yaşta onlara kitapların, okumanın eğlenceli olduğunu düşündürtecek kitaplara da ihtiyaçları var. Biz bile ara sıra çerezlik kafa dağıtıcı kitap arayışına girmiyor muyuz? Hatta sırf onları okuyalım, ne çıkar? Her kitabın, her türün ayrı bir görevi var, “kitaplar asla sıkıcı değildir” mesajını vermek de Saftirik Greg gibi, Kaptan Düşükdon gibi kitapların görevi.

Ha bu arada unutmadan, sınıf whatsapp grubunda her akşam aynı saatlerde çocuklarımızın okurken fotoğraflarını paylaşıyoruz, maksat birbirlerinden görüp özensinler. Fakat bizim yer cücesi umumiyetle uyuyakaldığından benim paylaşımlarım biraz kısıtlıydı. Ben de cumartesi bu alışverişteki fotoğraflardan paylaştım, aklımda da soru; acaba öğretmeni karşı çıkacak mı Greg’e? Neyse ki korktuğum olmadı, aynı fikirdeymişiz, Arca’nın öğretmeni de “iyi ki Greg var, çocuklara okumayı sevdiriyor” dedi, yeay! Diyorum işte şanslıyız ki, kafa yapımız uyuşan bir öğretmene düştü Arca :)



5 yorum:

Jardzy dedi ki...

Arca büyüyor gözümüzün önünde!
Kıyafetlerinden biri! de bu kitap okuma hali de çok güzel.

Unknown dedi ki...

Ben çok severim Greg'i :) Ve sana aynen katılıyorum, çocuklara kitap okumayı sevdiren kitaplar... iyi ki var'lar :)

okuyanguzel dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Bizim öğretmenimiz de karşıydı Saftirik serisine ama hiç takmadım. Hatta seninle aynı cümleleri kurmuştum. Ve tüm seriyi tabi ki tamamladık. Önemli olan okumayı sevmesi gerisi gelir diyorum. Ayrıca gerisi gelmese hep bu tür kitaplar okusa bile olur. Okumamaktan iyidir.

Hatice ST dedi ki...

Levent iz peşinde serisini de öneririm .. Ben bile merak ediyorum şimdi ne olacak diye ��

Bezen Hindistan dedi ki...

Kesinlikle okusun da ne isterse onu okusun. Laranin bu okuldaki 3. yilinda (NJ) tum ogretmenleri de ayni goruste. 'Onemli olan okumayi sevmesi, bu otobus tarifesi bile olsa onemli degil, isteyerek okusunlar da onemli olan o' diyip durdu ucu de. Greg serisine biz de bayiliyoruz, tamamini aldik, nerdeyse ezberlemis olmasina ragmen donup donup okuyor Lara.