3 Haziran 2015 Çarşamba

Çocuğunuz ekran bağımlısı mı?

Arca iki yaşına gelinceye kadar televizyon izletmedik. Yok aslında izlettik. Ama çok kontrollü. Hatta benim açımdan manyaklık derecesinde kontrollü. Mickey’nin kulüp evi, ama mutlaka babasıyla birlikte bir kere de saçı traş edilirken Baby TV… Televizyonun iki yaşına kadar çocukların beyin nöronlarındaki bağlantılara zarar verdiğini, geç konuştuğunu, ne bileyim dikkat eksikliği gibi bazı sorunlara sebebiyet verdiğini okumuşum aklıma da yatmış demek ki evde terör estiriyordum. 

Sonra Arca hastaneye yattı. Yani o tedavi gördü ama birlikte kaldık tabii ki, 2. Doğum gününü kutladığımızın akabinde. Bir aya yakın bir süre hastanede kaldık. Damardan günde 3-4 defa ilaç alması gerekiyordu. Yani sakince oturması… Bunu Cars filmi sağladı. Her ilaç dozunda bir doz da Cars aldı bizim oğlan. Çocuğunun sağlığı söz konusu olunca nöronları filan yemişim diyorsun haliyle… Özgecim canım, puzzle filan yaptırırsın çıkınca nöronları bağlayıverirsin bişeycik olmaz demişti de ne gülmüştük. Zaten sinir krizinin eşiğindeyken bir isyan ediyorsun bir gülüyorsun. Günler öylece geçti, gitti.

Hayat normale dönünce tabii ki bizim ekranlara vedamız da gündeme geldi. Neyse ki azalarak normale döndü. Ama normale, sıfıra değil yani:) Toplantıda okul psikoloğu 5-6 yaşındaki çocukların günde maksimum yarım saat, o da on beşer dakikadan iki defa olmak üzere ekranla ilişkilerinin sınırlandırılması gerektiğini anlatınca bize de gün doğdu. (Ekran derken sadece televizyondan bahsetmiyoruz tabii ki, ipad, telefon, bilgisayar, televizyon hepsi.) Dayandırılacak bir bilimsel veri olduktan sonra Arca’yı ikna etmek kolay oluyor. (bu arada bilimsel bir araştırma yok daha doğrusu net bir şey yok. ama şimdilik Arca makale göster filan demediği için istediğimiz gibi kıvırabiliriz) 

Ama pratikte uygulama her zaman kolay olmuyor. Bizim için bile… Açık konuşayım, hafta sonu Zeyneplere giderken, annemin günlere giderken yanında götürdüğü tığ işi misali yanımıza oyuncağın yanı sıra ipad’i de alıyoruz. Poyraz’la birlikte oynuyorlar, suyunu çıkarmadıkları sürece fazla da ilişmiyoruz. Dışarı yemeğe gittiğimizde boya kalemleri ve boyama kitapları çantamıza konuyorsa, ipad de konuyor.

Yalnız yaşasaydım, evimde televizyon olmazdı. Son derece ciddiyim ve eminim. Çünkü İlker eve üç gün gelmesin, o televizyon üç dakika açılmıyor. Ama İlker evdeyken hemen hemen kapanmıyor. Oturup dizi izlemiyor belki ama – kökü kazınacasıca – Survivor izleniyor. Sonra futbol maçları, tenis maçları, basketbol, hentbol yani sporun her türlüsü mutlaka izleniyor. Bir de belgesel (biz zaten dizi izlemiyoz hep belgesel hep belgesel aqwnmflske)

Neyse ne fark ettim, onu anlatacaktım. Televizyonun açık olması ile olmaması arasında inanılmaz bir fark gözlemliyorum. Televizyon açıkken Arca aynı benim gibi başka hiçbir şeyle ilgilenemiyor. Ben de mal mal ekrana bakarım. Ablamın üniversiteyi televizyon karşısında bitirdiği gerçeğine bakarsak benim iq oldukça düşük kalıyor, biliyorum. Neyse geçiniz… Sadece mala bağlasa sorun değil. Uyku saatine yakın bir ekran süreci geçiriyorsa, uykuya dalması zor oluyor, sinirli oluyor, çünkü oyun da oynamak istemiş ama oynayamamış oluyor. Televizyon açıksa konuştuğun hiçbir şeye konsantre olamıyor. Eh ben de zaten sesten televizyondan bıyk olduğum için birbirimizi yiyoruz. Ama tüm dış etkenler ortadan kalkınca neredeyse bir ütopya yaşıyoruz. Resim yapıyoruz, kitap okuyoruz, konuşuyoruz yav konuşuyoruz! İyi o halde ekranı tümden oradan kaldıralım ütopya ayağımıza gelsin, diyeceksin. Ama işte öyle olmuyor. Keşke olsa…

Bir de şu var; gündem var. Elektronik aygıtlar, ekranlar her daim etrafımızda, bizde olmasa arkadaşlarında… Bir anlamda bıçak gibi kesmek de yaşadığımız ortamın ve zamanın çok alakasız bir yerine koyuyor bizi. Hem sanki uygulanabilir, sürdürülebilir olacak mı?

Arca’nın doğumundan beri alacağımız aksiyonların önce sürdürülebilir olup olmadığına karar verdik. Ekran olayını tümden hayatımızdan çıkarmak bizim için de sürdürülebilirliği şüpheli radikal bir karar olacaktı.

Sonuç olarak bu ekran meselesini “dozunda, kararında”ya bağladık. Ara sıra gerilmiyor muyuz geriliyoruz. Ama şu var ki, geri adım atmıyoruz.

Okul psikoloğunun tavsiye ettiği gibi, maksimum yarım saat. Saat kuruyoruz bu arada. Alarm çaldı mı, elindeki bırakılır, açıksa televizyon kapatılır. Bu kurala uyulmazsa üç gün yok. Seçim kendisinin. Genelde bırakmayı tercih ediyor. Çünkü etmezse sözümde duracağımı biliyor. (nereden mi biliyor? Denedi de oradan:))

Yine de ara sıra ekran bağımlısı mı oluyor, çok mu televizyon izledi, diye sormaktan kendimi alamıyorum. Geçen Arca Minecraft diye bir oyundan bahsetti, yükleyelimmiş. Ben de ona buna sordum, nedir ne değildir diye. Bir de üzerine online annelerin yazısına denk geldim. Derken bir başka yazıya kaydım. Yabancı bir kaynaktan Türkçe’ye çevirmiş, hazırlamışlar. Bence çok faydalı olmuş. Ben de izinlerini istedim, iletiyorum.

Çocuğunuz ekran bağımlısı mı diye merak ediyorsanız, aşağıdaki sorulara cevap vererek öğrenebilirsiniz.
Kaynak:



4 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

Evet çocuğum bağımlı değil. Tüm sorulara cevabım hayır ( :))) )ama aynı endişeleri ben de taşıyorum. Ben de geriliyorum. Biz şu anda babamızla birlikte yaşamadığımız için hafta içi zaten hiç açılmıyor televizyon. aynen dediğin gibi televizyon açılmadığında evde bir huzur oluyor orası kesin. Ben daha da bir mutlu oluyorum o da kesin. Ayrıca aylardır televizyon izlemediğimi gururla belirtmek isterim. Ama hafta sonu ve özellikle babamız geldiğinde o televizyon açılıyor. Erkekler yüzünden demek istiyorum. Eşim olmasaydı kesinlikle televizyonu hayatımdan çıkarırdım net. Ama olmuyor işte.

Fatma dedi ki...

Telefonda alarm kurmayı ben de epeydir kullanıyorum, benim akıllı ertelemeyi öğrendi, şükür ki durdurmaya basmıyor henüz :) Evde kesinlikle çıkarmadığım tableti dışarda birinde görünce yapışıyor o çok fena oluyor işte :(

Bire bir aynı şeyleri yaşıyoruz evde. Erkek çocuklar ve babalarının ittifakına karşı yalnız kalan anneler :(

Gulcin dedi ki...

O degil de Yeliz sanirim ben kendim ekran bagimlisiyim :( Oazna gonderecegim yaziyi bana detoks yapsn

sebotuna dedi ki...

Tuna uyanıkken tv açmıyoruz biz, çizgi film vs hiç izlemezdi Tuna ama ne olduysa birinci sınıfa başlaması ile planet çocuk varmış minikago varmış diye açıp izlemeye başladı, kısıtlamaya calıstıgım zaman ters tepti 15 gün falan sürdü şimdi geçti çok şükür:)