26 Mayıs 2014 Pazartesi

Porsiyonları azalt, hareketi artır

Yıllık “bikini mevsimi başlıyor, götüm göbeem büyüdü, tüh Allah kahretsin” yazısı yazmak isterdim ancak yüzüm yok. Instagramda midye dolmaları, Cunda mezelerini, rakıyı, birayı, çerezi, kumruyu, makarnaları ve deli soslarını paylaş sonra da ay diyet yapmam lazım de! Yuh yani, adama yuh derler.

O yüzden hiç o “şöyle yapacağım, şu kadar spor yapacağım, sağlıklı yiyeceğim, hayvanlaşmayacağım” tantanalarına girmeyeceğim. Ben kendimi biliyorum. Diğer taraftan "sağlık beslenme ve spor" benim fıtratımda yokmuş, n’apalım da demek istemiyorum. Arkadaş yaş kemale eriyor, otuz beşin bitişi itibariyle "kırkına merdiven dayadı" tabiri rahatlıkla kullanılabilir şahsım için.

Geçenlerde çok yesem de kilo almasam yok mu bunun bir oluru demiş, aldığım bir cevapla "evet ya işte bu" narasını patlatıvermiştim.



"Porsiyonları azalt, hareketi artır"

Yeni bir şey mi? değil tabii ki ama hangi diyeti yapsam, hangi spora başlasam diye kendimi komplike planların içinde boğuşur halde bulduğum gün aslında her şeyin ne kadar da basit olduğunu anlatmıştı bu cümle.

Peki bunun için neye ihtiyacım vardı? Motivasyona? İradeye?

Kendimle ilgili gurur duyduğum en önemli şey sigarayı bırakmaktı. O yüzden “iradesiz”likle kendimi suçlayacak değilim hayır abicim, kabul etmiyorum. İrade benim göbek adım. Gerçi o göbek biraz büyüdü ama:P

İradesizlik gibi bir bahanem kalmadığına göre, neden spor yapamadığımı ve sağlıklı beslenemediğimin derinlerine, çok derinlerine inmem gerekti.

Derinlerden bildiriyorum; sağlıklı beslenme ile ilgili bir sorunumun olmadığına karar verdim!  Yukarıda saydıklarımı insan boyutlarında yemeyi başardığım sürece küçük kaçamaklar ya da hafta sonu keyifleri der geçerim. Zira porsiyonları biraz küçültmenin biraz dikkatli yemenin öyle aman aman yakınılacak bir tarafı yok. Dolayısı ile gıda ayağında motivasyon tamamdır. 
 
Geldik mi yine spora?
Gelmeyeydik iyiydi!

Arkadaş bu spor dediğin şeyin taaa…

Bizim toplumumuzda spor hayli ilginç bir konu. Mevsimsel. Umumiyetle de bu mevsim bir spordur başlıyor, artık niyeyse:) Herkeste bir heves ama kimsede düzenli spor yapacak döt yok maalesef. 

İyi hadi, elaleme bok atmaya bal gibi atarım da boşver kendimden bahsedeyim.

"Sabah 06:50 kalkış, giyinip, kahvaltı hazırlayıp çıkmam 07:20. Akşam 18:00 itibariyle işten çıksam en iyi ihtimalle 18:45 evdeyim. Benimle birlikte eve açlıktan ölmüş iki tane daha insan giriyor. Yemekti, sohbetti, cüceyle eğlence, yatırış filan derken en iyi ihtimalle 21:30 gibi kendimle baş başa kalıyorum. İyi de o saatte zaten vücut spor yapmış kadar yorulmuş oluyor.. bıkbıkbık" şeklinde rutinimi anlatabilir, kendimi acındırabilir, dert yanabilirim zamansızlıktan. Ama yapmayacağım. Çünkü benim spor yapmamamın bahanesi zamansızlık değil. (Her boka zaman yaratıyorum, blog yazıyorum, sosyal medyaya laf yetiştiriyorum, kitap okuyorum... eee?)

İşte o derinlerden ta diplerden kendimle yaptığım istişareler sonucunda vardığım nokta şudur ki ben spor yapmayı sevmiyorum. Bu kadar basit! Sevmiyorum. Sevmediğim için de sürekliliği olmuyor.

Çok denedim, çok başladım ama hiçbiri hiçbir zaman hayatımın bir parçası haline gelmedi.

Vaktiyle spor salonlarına üye oldum, sabah erken kalkıp koştum, yürüyüş yaptım, aerobik, step aklına ne gelirse her şeyin gruplarına katıldım. Jillian Michaels ile küfrede küfrede tepiştim. Yoga yaptım, üstelik yapmakla da kalmadım felsefesini, faydalarını okudum.

Yok! Olmadı.

Sonunda fark ettim ki...

Düzenli hareket etmenin tek yolu, sporu hayatımın içine yedirmek. Bu kadar.

Peki ama nasıl? Yukarıdaki içler acısı rutinimi okuyan hiç kimse bana akıl veremez kanımca.


Ben de kendim bazı yollar geliştirdim. O da başka bir posta kalsın. Hiç sevmem uzun uzun yazmayı hiç :P Geveze miyim ben puhahah

9 yorum:

ahu dedi ki...

Aynı derdin yolcusuyum. Bakalım kalkabilirsem sabah erken kalkıp bir şeyler yapmak istiyorum çünkü akşam ıhh ıhhh :S

BitliTurist dedi ki...

Yüzmeyi seviyorsanız sporun alasını yaparsınız zaten.. Hergün degil de hafta da iki olsun yetmez mi? Yetmezse bisiklet sürmek keyiflendiriyorsa bisikletcandır :)

BitliTurist dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Okuyanguzel dedi ki...

Aynen ama aynen. Ben de spor yapmayı sevmiyorum ve siskoyum. Yazının devamını heyecanla bekliyorum.

Elif dedi ki...

hic ara vermeden haftada iki gun, tam 4 yildir spor yapiyorum. (evlenemden once yaptiklarimi hic saymiyorum bile) .Porsİyonkarim hep azdir ve cidden cok yavas yerim ama hala portleyen bir gobegim var..Buna ne desek bilemedim be Yelizim..

ÇokBilmiş dedi ki...

Spor deyince insanın aklına vücudu sonuna kadar zorlamak geliyor, belki ondandır itici olması. Oysa günde ya da 2 günde 20 dakika hareket dendi mi, herkes yapabilir. 20 dakika yürüyecek zamanı herkes bulur. Ya da güneşi karşılamak gibi ardarda eklemlenip, ezberlenebilecek yoga hareketlerini herkes yapabilir.
Olmadı çocuğu parka götürdüğünüzde bankta oturmak yerine parkın çevresinde tur atabilir, asansör yerine merdiven kullanabilir, 10 dakika gidiş geliş mesafelerine arabasız gidip toplam 20 dakika yürümüş olabilirsiniz.
İlk hamileliğimde iş yerimde sürekli oturuyordum, çok ağrım olmuştu. İkinci hamileliğimde sürekli kızımın peşinde koşturmaktan dolayı, yorgunum ama ağrım sızım hiç olmadı. Demek ki bu kadarcık hareket bile yetiyor insana...

yeliz dedi ki...

@ahu,
aynen. akşamları yorgunluktan ölüyorum:(

@bitli turist;
bisiklet candır kesinlikle! Yüzmek ancak hafta sonları. keşke her gün olabilse.

@ahu :)

@elifim,
kas yapsan göbeğe? benim eskiden sağlam göbek kasım vardı, bişey kalmadı geriye ama senin gibi sürekli spor yapan biri göbek kasını koruyabilir?

@çokbilmişim,
kesinlikle hepsini yapıyorum. acayip hareketli bir insanımdır, hiçbir şeye üşenmem özellikle yürümeye:) Metroda yürüyen merdiven bile kullanmam. İnsanlar salak bu diye bakar bana. surya namaskar da hem ısınmak için hem de canım başka bir şey yapmak istemeiğinde hareket olsun diye yapıyorum. belki de bu yaşıma kadar az kilolu bir insan olmamın sebepleri bunlardı. sanırım sadece artık yaş ilerliyor, biraz daha hareketi artırmak lazım. biraz daha porsiyonları küçültmek lazım. bir de bugün yazdığım tatbikatı hayata geçirebilirsem çok mutlu olacağım. Bisiklet candır:)

Unknown dedi ki...

spor değil de gerçekten hareket önemli.Evim metroya 10-12 dk yürüme mesafesindeydi ve yürürdüm.Otobüs durağı da tam evimin önüydü.Ama otobüsün ne zaman geleceğini bilmediğim için her gün o yolu yürürdüm ben.Bir de her yere ucu ucuna yetiştiğim için hızlı yürürdüm.Ama zamanla bir iki derken hep otobüs kullanmaya başladım.Her zaman ki kadar yememe rağmen harketsizlikten kilo aldım.
Eğer şansınız varsa gideceğiniz 10 dklık mesafelere normalden daha hızlı yürümeye çalışın.Tıpkı yürüyüşe çıktığında yaptığınız tempolu yürüyüş gibi.Emin olun çok yararını görürsünüz.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.