2 Kasım 2013 Cumartesi

Doğa ve çocuk

Geçen cumartesi evlilik yıldönümümüzdü. Muhterem kocamla bir başbaşa kalalım son zamanlarda pek az başarabildiğimiz bir şey yapalım yani sözümüz kesilmeden sohbet edelim dedik ve akşam yemeği planı yaptık. Arca'yı da anneme bırakacağız oh mis:) 


Cüce çark etti. İstemezmiş anneannesi gelsinmiş miş miş. Yerine getirilmesi sıkıntı yaratmayacak birkaç vaat işimi gördü. Birincisi banyosunu anneannede yapacaktı, o büyük küvette. Ne zamandır havuz gibi deyip duruyordu. İkincisi kahvaltıya kalmayacaktı sabahın köründe alıp dışarı götürecektik kahvaltıya. Kabul etti neyse ki.

Sabah programına Zeynep ve Gülleri de dahil edince iyice keyfi yerine geldi. Hatta kahvaltıdan sonra Agora AVM'de oyuncaklara bineceklerini duyunca araya sıkışacak mandalina bahçesi organizasyonuna bile ses etmedi. 

Sabah saat farkından biraz geç kalmışız, surat sallandı ama anneannesinin küvetinde bir saat yıkandığını, o deliklerden süs havuzlarındaki gibi suların fışkırdığını, bundan sonra banyolarını hep anneannesinde yapacağına karar verdiğini uzun uzun anlattı yolda ve kahvaltı yerine geldiğimizde gecikmemiz unutulmuştu. 

Poyraz ile eğlencenin dibine vurdular, parkın dibine oturduk oh yerimizden kalmadan göz kulak olduk. Bir çocuğu daha aralarına alıp çevre bahçeleri keşfe çıktılar. 


Ne zamandır Güzelbahçe'deki Gizli Bahça'ye gitmemiş. pek güzeldir kahvaltısı. parkı yenilemişler görmeyeli. Bir de Atatürk'ün kahve içtiği tarihi kamelyası vardır, pek severim. 


Mandalina bahçesine giderken Poyraz bizim arabayla geldi, çocukluğumun en eğlenceli anılarındandır arkadaşla kuzenle seyahat. Dışarıda gördüklerini birbiriyle paylaşmak, kıkırdamak...

Çok geçmeden Seferihisar'a geldik. Beş yetişkin ve iki çocuk (mert uyuduğu için Gül arabada nöbet tuttu:( ) çil yavrusu gibi dağıldık bahçeye. Önce kalite kontrol ayaklarına her ağaçtan bir mandalinanın tadına bakıldı, sonra en tatlı meyvesi olan ağaçlar belirlendi ve torbalar doldurulmaya başlandı. Bir ara Arca'yı göremedik etrafta, yani yerde ararken gökte  pardon ağaçta bulduk. "N'apıyorsun babam orada?" Gayet sakin "mandalin toplamaya çalışıyorum babam?! " sahi insan ağaç tepesinde ne yapar soruya bak peh!



Bir çocuk için geçirilebilecek en keyifli pazar günüydü. Hem de her yaştan çocuk için:) 

O kadar eğlendik ki Agora'da oyuncaklara binme planının iptal olmasına kimse itiraz etmedi. Sahi ağaçlara tırmanmak, dalından mandalina yemek varken kim ne yapsın çarpışan arabaları?

5 yorum:

Gizem dedi ki...

Bence de:)

annegazetesi dedi ki...

Vallahi süper bir pazar olmuş! Bu mandalina bahçeleri özel mülktür herhalde değil mi? Böyle bizlerin de gidip, bir yandan kahvaltı ederken diğer yandan bebelerin koşturup enerji atacağı bir yer olma ihtimali var mıdır acaba?

yeliz dedi ki...

:))

yeliz dedi ki...

Gizli bahçenin yanındakiler özel mülktür tabii izin vermezler:) ama biz kahvaltıdan sonra arcanın babaannesinin seferihisardaki bahçesinden topladık mandalinaları:)

Nil dedi ki...

Harbiden keyfinize diyecek yok. ama benim canım böyle bir haftasonu çekti. bir yerimi kaşısam ne gibi bişeye benzer ki bu doğum lekesi?