25 Kasım 2011 Cuma

Al benden de o kadar!

Son bir haftadır ofise asla zamanında gelemedim. Sebep? Tabii ki Arca.

Son haftalarda Arca kendi kendine bir veda ritüeli hazırladı. Şöyle ki, benim iş için evden çıkmama yakın Ümit abla geliyor. Kapıyı Arca açmak istiyor ancak Arca mutlaka benim kucağımda olacak. Sonra Umidine bir hıh yapıyor ve biz birlikte salona gidip oturuyoruz.

Bu ritüel her gün eskizsiz tekrarlanıyor, eksik bir done olduğunda ev yıkılıyor.

İşin kötüsü son bir haftadır alışma süreci için yeni bakıcımız Nadire abla da geliyor. Aynı ritüel ona da yapılıyor. Tek fark anne son bir haftadır katiyen işe salınmıyor.

Diller döküyoruz, anlatıyoruz, ikna etmeye çalışıyoruz, yok! Gören de Nadire çocuğa zulmediyor sanır. Halbuki süper anlaşıyorlar. Kanımca Ümit ablanın gidecek olması gerginliği tırmandırıyor. Bir de sabah evde üç kadın küçük beyin peşindeyiz (harem kurdu şerefsiz!) ya iyice şımarıyor.

(Ah ulen hastalıktı Ümit ablaydı derken hassas ruh haline ilişmiyorum, öyle bir tersime gelecek ki feleğini şaşacak ya neyse…)

Özellikle dün gerginlik seviyesi karşıki dağları aştı! En son “bana bak cüce seni burada bırakıyorum, ister ağlarsın arkamdan ister hoşça kal dersin, ben gidiyorum!” dedim, gözünü pis pis dikti, alelacele vınladım evden! Çizmeleri bile asansörde giydim. Bir saat sonra evi arıyorum küçük bey pek keyifli şakıyor arka fonda. Bana garezi cücenin!

Karar verdim, sabahın köründe işleyemeye başlayacağım. Madem veda vakti yarım saat sürüyor o halde yarım saat öne alırım saatleri.

Sabah sere serpe yatıyor, dürttüm parmağımla “kalk len uyuma!” tek gözünü açtı, döndü, kıçını dikti havaya sarıldığı yastığa. Hmm demek öyle, hemen giyindim, oturdum yanına, en yumuşak ama aynı zamanda en içten pazarlıklı ses tonumla “annecim ben işe gidiyorum, gel vedalaşalım, öpüşelim, öyle gideyim.” Bir kalkışı var, bir kucağıma atlayışı var, sanırsın yangın tatbikatı yapılıyor.

Böylece kucak kucağa geldik. Güzelce anlattım, henüz çıkmama yarım saat olduğu için ben de gergin değilim dolayısı ile keyifli bir sohbet bizimkisi. Laf arasında “gidebilirsin, hoşça kal” dedi. Ben bunu duyunca Nadire’yi filan beklemedim, çıktım kapının önüne. Çantalar, çizmeler apartman boşluğunda. Tam gideceğim, ah ulan telefonu unutmuşum evde, anahtarla uğraşmayayım dedim, kapıyı çaldım.

İçeriden Arca’nın sesini duyuyorum, “anneeeem anneeem gel beraber açalım kapıyı”. Ben “dışarıdayım Arca aç kapıyı annecim” diyorum Arca’nın ağlama desibeli yükseliyor. Uyku sersemi cüce benim gittiğimi anlamamış kapıyı çalanın Nadire olduğunu sanmış, her günkü ritüeli oynamak istemiş. Bir yandan üzüldüm bir yandan koptum gülmekten. Tabii benim erken çıkma hayali yine sükuta uğradı.

Nadire abla geldi, arabanın ışıklarını yakıp korna çalacağız diye kandırdık, haftanın en erken çıkışını yaptım, ofistekiler bile şaşırdı.

Haftaya gidiyor Ümit abla, gör şimdi şenliği. Demiş ki; “Arca ben Ege’ye bakmak için ayrılacağım, seninle arkadaşım Nadire ilgilenecek.” Arca gayet net görüş bildirmiş : “Gitmeni İSTEMİYORUM!”

Valla Arca al benden de o kadar!

4 yorum:

Tarkanın Annesi dedi ki...

Bu sahnelerin daha değişik olsada aynı sokağa çıkan versiyonunu bizde yaşanıyor. Off her sabah ne rica ne minnet bazen ağlamalar bazen dudak bükmeler inatlıklar eşliğinde haftayı tamamlıyoruz. Açık açık işe gitme diyor. Hadi ator bi 10 15 dk izah et onun gönlünü et derken saçma sapan bişeye kafayı takar ağlıycak ya bi de onun için mızıldanır veya iki damla göz yaşı sonra zor bela bırakılır babanneye dedeye tabi kıtı kıtına işe yetişilir bu seferde akşam onlardan alıp eve getiremeyiz arım satti buluyor eve getirmemiz bazen naparsın bunlar hep böyle garezleri var galiba bize..

ayak izleri-sevgi dedi ki...

oy kuzum benim ya.. şu iş olsa bitsede çocuğumda rutine dönse.. zorda olsa alışacak.. yapcak bişiy yok.. allah sana kolaylıklar versin bu alışma sürecinde..

Fatma dedi ki...

O kadar akıllılar ki şartları bizim için zorlamayı duygularımızı alt üst etmeyi başarıyorlar, biz annelerde bu komplonun kurbanları oluyoruz, iki göz yaşına tav oluyorum ben mesela, bu değişimde sana kolay gelsin Yeliz, Arca'yı da öp benim için, iyi bir hafta sonu dilerim:)

alev ertürk dedi ki...

yavrum benim yaaa zor alışacak belli,ama nasıl kolay olsun ki yıllardır yan yana kucak kucağa olduğu en sevdiklerinden birini yolluyor yavrum hem de başka bir çocuğa,,,,
valla ne yalan söleyim böyle bi durumu bu yaşımda ben bile kabul edemem :(((