29 Eylül 2011 Perşembe

Şanlı analık tarihimden bir yaprak

Şanlı analık tarihim şikayetlerle dolu! Bir destan çıkar iki buçuk senelik geçmişimden.

Lakin takip edenler bilirler, bir tek şeyden şikayet etmedim! YEMEK.

Yemek sorunsalı günümüz ve geçmiş çağların analarının özellikle Türk anasının en büyük şikayetidir. Ya yemez, ya ananın istediği gibi yemez, ya az yer, ya yemek seçer liste uzar gider, tutamazsın ucunu.

Analık müessesesi çağımızın vebası iştahsızlığa türlü çareler bulur. Muhallebisine kıyma karıştırır, makarnasını ıspanakla soslar. Yaratıcılıkta sınır tanımaz.

Kimi matematikçidir, yedirdiği lokmaları sayar

Kimi fizikçidir, çiğneme süresini ve lokma çevrim hızını hesaplar.

Diyetisyenliğe merak salanlar aldığı protein karbonhidrat miktarını not edip günlük kalori eksiği kalmış ise yatmadan önce mutlaka takviye eder.

Zordur analık müessesi, çocukla ilgili hemen her konuda doktora seviyesi gerektirir.

Sen nesin diye soranlara “ben rahatım” diyorum. Çünkü Arca doğuştan yemek konusunda rahat bir insan evladı oldu. Sömüresiye emdi. Memeyle diyalogu olmadı pek, hani uyumadan önce emerler, sakinleşmek için emerler ya hani memeyle dost olular ya bazı bebekler, yok Arca sadece gıda olarak gördü memeleri. On dakikadan fazla emmedi, iki corklatıp doyunca bıraktı.

Ağızdan alınan bir aşıyı yalana yalana yutup daha var mı diye baktığında, doktor ek gıdalar konusunda sorunumuz olmayacağını anlamıştı. Nitekim olmadı. Yetişkin gıdasına inanılmaz bir uyum sağladığından mıdır bilinmez memelerle de bir yaşını doldurmaya yakın vedalaştı.

Sonra gelsin pirzolalar gitsin İskender dönerler, beyin çorbaları, lahmacunlar, makarnalar… İlk aylar sebze ile de arası iyiydi. Bamyayı sevmesi İlker’i dehşete düşürse de bebesinin her konuda kendine benzeyemeyeceğini olgunlukla kabullendi.

Ne olduysa oldu, Arca sebzelerden soğudu.

Öle bayıla yediği kerevize burun kıvırmaya, kabak yerine ete düşmeye başladı. (Bir tek bamyaya asla hayır demedi) Son zamanlar tam bir et-karbonhidratobur olup çıkmıştı. Hani hep yemek sorunu olsa kabulleneceğim de, bu adamın bir sebze geçmişi var kardeşim!

Arca’nın proteinsever tercihlerine üç yaşa kadar ömür biçtim ve bu kararımı İlker’le paylaştım. Ne de olsa protein öncelikliydi, meyve de yiyordu, varsın – şimdilik – sebze yemesindi.

Üç yaş itibari ile gerekirse bilmemnegraten gibi antinkuntin tariflerle her gün sebzeyi verecektim bünyesine. Acelem yoktu.

Derken cüce okula başladı. Eve gelen kağıtlarda “barbunya yarım tabak yedi, nohut 1 tabak yedi” gibi kesinlikle inandırıcı olmayan notlar gördük. Öğretmen sallıyor dedik, hatta İlker öğretmenine “yemez” dedi, öğretmen kesinlikle yiyor dedi, yalan söyleyecek değil ya. Ama yetmedi, Ümit ablayı hafiye atadık, yemek saatlerinde cüceyi çaktırmadan dikizledi. YİYOR!

Demişler ki önce sulu yemeği koyuyoruz önüne, pilavı makarnayı sonra veriyoruz. Evde sebze yiyeceğiz aşkına her gün pişiyor ya, Arca yemez diye en azından çorba filan yapıyorduk.

Bir gün ağzında büyüdü barbunya, ilişmedim, ısrar etmedim.

Başka bir gün azıcık yedi sebzesinden kıymalı bamyayı alternatif sundum.

Derken geçen gün, zeytinyağlı taze fasulyeden ikinci tabağı talep etti ve midesinde çorbaya yer kalmamıştı. Bana da fasulye kalmadı ama öyle mutlu mesuttum ki gözlerimin için gülüyor. Bir taraftan da bu sebze olayına fazla anlam yüklememeye çalışıyorum, lakin yumuşak karnımı sezerse bana karşı kullanır, biliyorum.

Sebze sorunsalımızı mutlu sona erdirdik mi bilemiyorum ama bütün akşam ağzım kulaklarımda gezdim : )

4 yorum:

nil dedi ki...

Sevgili Yeliz'im,hayallerini destekliyorum :) Yalnız gerçek olan,3 yaş itibariyle sebzeyi evde yesin,sen bunu başar,ben seni alnından öpeceğim.Başaramazsın demiyorum,destekliyorum,bilirim despotum,azimlim,ayrık otum:)

Biliyorsun aynılar yemek konusunda,çok şükür elimizde kaşık peşlerinden koşturmadık.Berk asla evde sebze yemiyor artık,bebekken brokolileri sabırsızca yutarken,şimdi ben sevmem diyor ama okulda götürüyor.Okul şansımız der,tüm yemeyen bebelerin yemesini dilerim:)

Fatma dedi ki...

Bravo Arca, sebze de önemlidir özellikle söz konusu olan sindirimse:)Okulun faidelerini zamanla senden epey bir okuyacağız gibi görünüyor Yeliz Hanım:)

Evren dedi ki...

:))) Bamya entersan cidden! Fasulye candır ama :) Bizimki ayıklarken birlikte ayıklayalım diye gelip 1 tabak çiğ götürür, 1 tabak da piştikten sonra. Gece rüyasında sayıkladığı tek sebze :) Sayıkladığı diğer 'yiyecekler' de dondurma ve çikolata :P

Elif dedi ki...

bunların sebzeyle derdi nedir anlamadım zaten.

Sebze candır.Yıllarca et yemesem "neden" demem ama sebzesiz yaşayamam ben.