20 Mart 2011 Pazar

Gelelim teşekkürlere...

Dün yağmur vardı İzmir'de. Anane evinde keyifle yayıldık. Markete gittik dönüşte, park yerine gidesiye yağmur bastırdı, sırılsıklam olmak hiç bu kadar mutluluk vermemişti, yaşamak güzel şey!

Bugün hava muhteşemdi. Arca'nın uyanmasını iple çektik. Arca'nın tabiri ile kuşlu parka gittik. Yarım saatten fazla kuşları kovaladı, yanımızda götürdüğümüz bulgurları attı. Kaydırakları özlemiş. Zor aldık parktan. Çok fena birşey fark ettim. Üzerine titrer oldum Arca'nın. Gözümü bile kırpmıyorum. Süreç sağlıkla tamamlansın, kendime çeki düzen vermeliyim, yoksa bizim oğlanın hayatını zindan eden mıymıy bir anası olacak.


Birkaç fotoğraf da ilk günlerimizden. İlk defa yatağında uyuması, anane ziyareti, daha üzerini bile çıkarmadan yerde kamyonuyla oynaması...






Geldiğimizden beri birşey daha fark ettik. Arca cidden büyük bir travma yaşıyor. Televizyonda tesadüfen hastane sahnesi vardı, arka odaya kaçtı. Arkasından gittiğimde yatağın kenarında öylece dikiliyordu. İlker'e anlattım, yok canım dedi. Denedik tekrar, bu defa odadan çıkmadı ama koltuğa kafasını gömdü, hiç bakmadı. Bir de geceleri takma yapma diye bağırıyor. Gerçi bu yeni değil, hastanede de böyle çok sayıkladı. Epey zamana ihtiyacı var kurtulması için.

Hastanede iken peşimi bırakmazdı:"Anne yemek yeme!" "çiş miş yapma" "kitaba bakma" "okuma" "anne gel anne gel anne gel...." "babayla konuşma" hatta ziyarete gelenler öptüğünde beni "o benim annem!". Herkes eve gidince yandınız dedi durdu. Yok öyle olmadı. Arca beni kesinlikle tınmıyor. ilkerle oynuyorlar. Kendi kendine oynuyor. Ama oyuna çok daldığında dilinin tesbihi olmuş, "anne gel anne gel anne gel...." dediğini duyuyorum, tam gitmeye davranacağım, meğer sadece sayıklıyormuş. Birkaç defa "seni çok seviyom anne" lafını duydum. Bir de hala sık sık koklamaya geliyor yanıma. Bakalım pazartesi işe giderken ne olacak!

Gelelim teşekkürlere...

Benimle gecelerini paylaşan (babaya refakat izni olmadığı için) İlknur, İlkerin annesi ve ablam..

Aynı dönemde geceleri ananeme baktığı için yanımda kalamayan ama nefis mamaları ile bizi doyuran şımartan annem ve yine ablam

Ziyaretimize gelen, ellerini üzerimizden kesinlikle çekmeyen, akla gelmedik sürprizlerle kafamızı dağıtan Elif, Elfanam, Nil, Hülya, Hayat...

Sürprizleri hazırlayan hiç ama hiç yalnız bırakmayan ekibin İstanbulluları Özge, Tuğçe, Hilal, Yasemin, Esra Özlem...

Ankara güzeli ve onun minik adamı Çınarın hazırladığı şahane sürprizlerle bugün itibari ile en son noktayı koyan Başak...
(Kurabiyeleri Arca lüplettiği için fotoğrafını çekemedim. Bize kalmadı ama eminim nefisti:) )

Hemen her gün veciz sözlerle bezeli mesajlar çeken, bizim için mum yakan, pazar duası okutturan Tuğçe...

Tanımadan Arca'yı seven, pozitif enerjileri ve duaları ile bize güç veren bu satırları okuyan ve Nurturia'dan destek olan dostlar ...

Çoook uzaklardan taa Amerikalardan telefon eden Evren...

Oğlumu üzmeden kolaycacık damar yolu bulan hemşireler... Meryem, Sevinç, ve pek tabii Sahra

ne kadar teşekkür etsem az...

En çok da ...

İlkere... süreçte Arca için yaptıklarına teşekkür etmek yersiz olur o ikimizin parçası, ben kendime teşekkür ediyor muyum? Anababayız biz yapacağız elbet...

Ben onun benim için yaptıklarına teşekkür etmeliyim... Her gün her allahın günü Arca'nın öğle uykusunda gelip beni dışarı çıkardığı için... Her türlü zırlamamı olgunlukla karşıladığı, ben isyanları oynarken o içine attığı, yansıtmadığı, benim deli deli hallerimi dengeleyerek sağduyum olduğu için... Gerçi o son haberi aldığımızda ona "git bir adam bul, asistan doktor mu bulursun kimi bulursan bul, döveceğim yoksa rahatlayamam" dememe rağmen bulmamasına içerledim ama...

Her gece bomboş eve gitmek zorunda olmanın nasıl bir şey olduğunu anlayabiliyorum. Benim ne de olsa birlikte uyuduğum, zorda kalınca kokusunu içime çektiği Arca'm vardı.. O yalnızdı.

Umarım Arca büyüyünce onun gibi bir adam, onun gibi bir hayat arkadaşı, onun gibi bir baba olur!

11 yorum:

annesininmimosu dedi ki...

çok duygulandım teşekür yazına canım.son satırlar beni ağlattı inanki...babalar anneler gibi değil.ama öyle bir yaratılmışlarki gereğide varmış yani öyle olmalarının...
arca çabucak sağlığına kavuşsun inşallah...
sevgiler

N.T dedi ki...

Çok özledik Arca'yı ve senin ağzından dinlemeyi...

Arca çarçabuk iyi olacak, bu yaşananların hepsi de atlatılacak...

Senin anneliğine bir kez daha hayran oldum...

Sevgiler.

Hande dedi ki...

Yeliz Hanım çok geçmiş olsun. Arca'nın iyi haberlerini almak çok güzel. Yaşadığı travmanın izlerini zaman içinde unutacaktır. Sevgiler

Fatma dedi ki...

Yeliz, evde olmanıza çok sevindim, Arca'nın mutluluğu her halinden belli maşallah Arca'ya. Zamanla hastanenin o negatif etkisinden kurtulacaktır eminim. Allah, sağlık, mutluluk versin hepinize.

alev ertürk dedi ki...

yelizcim gözlerim dolu dolu okudum tüm yazıyı :(( sizle beraber sizin kadar olmasa da inan bizde yaşadık o stresi,merakı ama sonunun çok güzel olacağına inanıyorum ve bunun için bolca dua ediyorum..zamanla arca hastane korkusunu atacaktır üzerinden ama hemencecik oluvereceğini sanmıyorum,kolay değil yaşadıkları,yeri gelince biz bile çekiyoruz isyan bayraklarını o küçücük vücut ne etsin yaşadıkları karşısında !!!
son olarak arca kuzusu ne kadar da büyümüş maşallah fotoğraflara bakınca maşallah çektim durdum gözle görülür bir büyüme mevcut :)))

larcencielblog dedi ki...

Yeliz'cim, ne kadar incesin!

Çınar'a "Arca hastanedeymiş" deyince defalarca Arca'yı anlattırdı o gün... Çocuklar da kendilerine hasta olmayı, hastaneyi yakıştıramıyorlar! Bu sizin için son olsun; yanından bile geçmeyin bir daha (kontrol için, olabilir).

Afiyet olsun Arca'ma! Çın'la birlikte yaptık kurabiyeleri, içinde sağlıksız bir tek madde yok yeminle :)) Yarasın, enerji olsun kuzuma!

Öpüyoruz pek çok!!! Swviyoruz sizi!

larcencielblog dedi ki...

Bir de... Arca'nın hastane sahnesi gördüğü zamanki tepkisi dağıttı beni Yeliz... dile getiremeseler de, o küçük dünyalarında neler neler olup bitiyor. Tez vakitte, bugünleri hiç hatırlamıyor olmasını diliyorum yeniden!

Burcu.. dedi ki...

Çok gözlerim doldu okurken. Çocuğunla hastanede yatmak zor, çocuğunla devlet hastanesinde yatmak daha da zor. Ayaz en son yattığında 10 aylık olmasına rağmen, taburcu olduktan sonra geceleri çığlık atarak uyanıp, yatağın içinde emekleyerek kaçmaya çalışıyordu. Çok iyi anlıyorum.
Ama geçecek eminim, öperim sizi :)

Gulcin dedi ki...

tekrar gecmis olsun sizlere. Surein kalani da sizi uzmeden gecsin gitsin umarim.

yasanan herseyden boyle guzel yonleri bulup cikarmaniz ne kadar guzel. Arca boyle pozitif bir anneye sahip oldugu icin cok sansli.

Evinizde gececek cok guzel gunler olsun onumuzdeki gunler
Sevgiler

Unknown dedi ki...

Merhabalar,
Ben yazını okurken çok duygulandım, seni ve eşini düşünemiyorum. İnşallah en zor günler geçen günşlerdir. Arcacık bundan sonra sadece hastaneleri Tv de görür..
Sevgiler
esra

Deli Anne dedi ki...

Geçti gitti inşaallah tümden hastalık.. Arca'yı okuyunca, kaçışması arka odalara felan, çok burkuldum.. ama atlatır eminim.. Sevgiler, kolaylıklar.