9 Ocak 2011 Pazar

Annelik iki ileri bir geri

Mehter marşı kıvamında...

Tam ulen ben bu işi kıvırıyorum diyorsun iyi de gidiyorsun, gün geliyor çuvalladım yine diyorsun. Annenin 2 yaş sendromu halleri:)

Bilmemek mi lazım acaba? Bildikçe ve buna rağmen yapamayınca daha çok kızıyor insan kendine. Böyle anlarımdan birinde kitapanne.com'a veda etmiştim.

Cumartesi sabah oyun grubunda Arca'yı bırakıp gitmem gerektiğini bile bile kaldım. Ve o beni o kenarda her gördüğünde konsantrasyonunu yitirerek benimle vakit geçirmek istedi. Evet ufak tefek şeylere ağlayabilen bir çocuğum var. Ve ben onun bu tuzağına düştüğüm her defasında daha da mızmız olması için fırsat yaratıyorum. Bunları bilmek söylemek ve "ya dur bi kadın" diyememek kendine? Eminim tıpta bir tanımı vardır ama ben daha teşhisi koyacak bir doktora rastlamadım.

Kontrol delisi iç ses İlker'le konuşurken dile geldi:
Y: Şimdi ben o uyurken çıktım ya, bak anlatmadım dışarıda olacağımı
İ: Ümit abla evde, o uyanmadan ben gideceğim yanına bişey olmaz.

Y: Daninolardan 4 tane yedi uyudu, uyanmaz bi süre. Ümit abla bamya yapacaktı, yedirebilmen garanti olsun diye köfteli çorba yaptırdım, merak etme mutlaka yer, tok bile olsa hayır demez köfteli çorbaya.
İ: Birşey olmaz, senden çok yiyor.

Y: Geçenlerde çocuk dürbünü aldım Arca'ya, ama göstermeden arka odadaki dolaba tıktım.
İ: ee?
Y: Yani kriz anı olur dikkat dağıtmak gerekir, anne der filan çıkarırsın.
İ: Yürü git Yeliz ya, ne kriz anı. Kime bırakıyorsun Arca'yı? bana? Ne kadar uzun zamandır kendin için yapman gereken birşeyi yapıyorsun, geç bile kaldın. Bi rahat ol ya.
Y: Bugün oyun grubundaki psikolog da durmayın ilgisini dağıtıyorsunuz gidin buradan biz hallederiz dedi çıkarken.
İ: İyi de ilk defa söylemedi, geçen defa söylemişti, niye dinlemiyorsun?
Y: Ya ne bileyim böyle kriz yaklaşıyor gibiydi, orada olayım kontrol edeyim dedim.
İ: İyi b.k yedin. Gören de hergün işe gidip bırakmıyorsun sanacak, sen olmayınca ne olacak bi rahat bırak çocuğu yav!!

Neyse ki sahile gelmiştik ve o Narlıdere'ye dönecekti, ben kızlarla buluşmak için ters istikamete gidecektim. Biraz daha konuşsak ben böhühü diye mızıklamaya başlayacaktım. (Hmm Arca'nın mızmız geni kimden geliyor acaba:P)

Lise yıllarındaki gibi "Sevinç'in önünde buluşalım" klişesini hayata geçirdiğimizde bunları anlattım Hayat'a. O da her zamanki gibi rahatlattı beni, "ya ne dedi de rahatladın" deseler birşey diyemem ama her seferinde beni anladığını hissetmek rahatlatıyor sanırım. Bilmiyorum. Nil ve Elif geldi, Hülya geldi, Elfanam geldi.

Çocuklar olmadan toplaşıp Kordon'da bira patates yapmak! Var mı ötesi!

Benim için bira akşam da devam etti, Güzelbahçe programı yapmışlar, özlemişim. Arca'yla yemekten sonra yürüyüşe çıktık.

İçtiğim biraların ve muhteşem geçen günün gevşekliği ile minicik bir eli tuttuğum o gece havada kekik kokusu vardı.

Ve o gece o lokantanın ortasındaki şöminede yanan odunlardan hiçbirinin Değnek Adam olmadığına, Değnek Adam'ın Noel baba tarafından ailesinin yanına götürüldüğüne ikna oldu mu?

Hiç bilemeyeceğim.

Ya o cüce, kontrol delisi anasının aslında onu iyi yetiştirmek adına saçmalayıp durduğunu?

Hiç bilemeyecek.

4 yorum:

GÜLTER ÖZGÜR dedi ki...

Anladığım kadarı ile ilk bebeğiniz.İnsan ilk defa anne olunca bazı şeyleri onunla birlikte yeniden öğreniyor.Siz bebeğinizi eğittiğinizi ( yetiştiridiğinizi) zannediyorsunuz ama diğer taraftan bebeğiniz sizi eğitmeye çalışıyor.Okuyup ta gülmeyin bu yazdıklarıma.O ufacık bedende öyle büyük bir zekâ saklı ki sizden ve çevresinden öğrendiklerini bir bir size ve etrafına karşı büyük bir marifetle kullanabiliyor.
Güle güle büyütün bebeğinizi...

yeliz dedi ki...

100% katılıyorum kahve keyfi. çocuk eğitim kitaplarının aslında ebeveyn eğitim kitapları olduğunu öğrenecek kadar çok kitap okudum ve hatta böh geldi:)) ilk çocukta herşey yeni bir tecrübe ve gerçekten bizi eğitiyorlar. onunla birlikte büyüyoruz. hatalar arttıkça canımız sıkılıyor, 1-2 krizi kotarınca seviniyoruz, böyle böyle büyüyoruz:)

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

bak bu relax anneden ne itiraflar geliyor:
tunayla babası gezmeye giderken çantayı erzakla dolduruyordum ilk zamanlar. babası da sağolsun bişey yedirmeden geliyordu. şimdilerde feci koyverdim. bbası zaten genişin genişi bir adam ebeveynlik konusunda. biz sürekli kafamızda "acaba bunu mu istiyor, yok mu aç mı uykusu mu geldi?" derken babalar feci rahat. ve sırf bu yüzden bu hıyarların nazı sadece bize.

yeliz dedi ki...

geniş adam ya umru değil ve inan ki onun yanında hiç arıza çıkarmıyor, ve yine doğru tespit hülyam, naz bize niyaz bize