29 Nisan 2010 Perşembe

günler...

geçiyor...
farketmeden haftalar bitiyor.
bu ara meşguliyetler fazla. haftaya 4 gece 5 gün yokum, İstanbulda fuarda, Arcadan ayrı. Bakalım bana mı zor gelecek ona mı. Öncekiler sorun olmamıştı, ama sanki daha bir anneye düştü bu aralar. İlker bile kara kara düşünür oldu, anneyi özlerse ne yaparım diyor. Arca ben gözden birkaç dakikalığına kaybolayım, "annih, annih" diye önce mutfakta, sonra koridorda arıyor, sonra yaygarayı basıyor. Bana da şimdiden afakanlar basıyor, bakalım nasıl atlatacağız.
Cüceyle oyunlar pek neşeli bu aralar. Baba salonda televizyona bakarken, Arca ve annih mutfakta bir çekmece belirliyorlar. Arca içinden 1 tane seçiyor, çay süzgeci, kaşık, kapak... eline alıyor. Diğer eliyle annihin elini tutuyor, pıtı pıtı babaya gidip ganimetimizi veriyoruz. Baba alıp özenle inceliyor, sonra diğer ganimetlerin arasına koyuyor. Arca heyecanla dönüyor, pıtı pıtı yine mutfağa gidiyoruz aynı şekilde bir akşamda belki 20 defa tekrarlıyoruz. Yüzündeki heyecan, mutluluk görülmeye değer.
Dün ilk defa yeşil erik yedi. Hem yüzünü buruşturup hem de daha var mı diye bakınıyor. Geçende doktor bakla ve patlıcan hariç herşeyi yiyebilir dediğinden beri daha rahatız. Doktor demişken.. güzel bir kontrol geçirdik, aşı oldu. Bu defa pek ağlamadı. Hatta hiç ağlamadı. Kilo 250 gr artmış, boy yarım cm. Standartların hafif üzerinde bir seyir var. Bu defa farklı sorularla karşılaştık. Mesela konuşmayla ilgili.. kaç kelime söylüyor? sonra bir alet yardımı ile işini halledebiliyor mu? komutları anlıyor mu? 3 adet nesneyi üst üste koyuyor mu, kule yapıyor mu? döke saça da olsa kaşıkla yemeğinin en azından yarısını yiyebiliyor mu? bunlardan geçtik de, "kendi kendine otururken ayağa kalkabiliyor mu"da kaldık:P
12 adet dişi var. 4 adet köpek 4 adet arka azılar kalmış. köpekler birkaç ay sonra, arka azılarsa 2 yaş gibi çıkar deyince, önümüzdeki birkaç ay için oh çektik.
Doktorun Arcadan 10 ay büyük kızı var, o da bu ara çocuk eğitimine takmış durumda. Kitap kemirip duruyor. O bana ben ona kitap önerip duruyoruz. Çocuk beden dilini karıştırıyordum bu aralar, o okumuş, "yazmış olmak için yazılmış" yorumu yaptı, belki doktor olduğu için farklı bir açıdan yaklaşmıştır, ben fotorafları beğendim:)
Haluk Yavuzeri ise çok akademik buluyor. Bence kitap okumayı pek sevmeyenlere göre, hap gibi... Harvey Karpın Mahallenin en mutlu yumurcağından epey konuştuk.
Bir de hazzın ertelenmesi konusuna dikkat çekti, bu eğitimin çocuklara mutlaka uygulanmasını tavsiye etti. İç disiplin geliştirmenin önemli yapıtaşlarından biriymiş.
Doktorun komik ama isabetli tespiti: soruları önceden soruyormuşuz. Yani konuya gelmeden biz önden dersimizi çalışıyormuşuz. Çok normal !! İlkerin tabiriyle "internet sosyali"yim ben. hiç tanışmadığım ama tanıdığım, hakkında bi dolu şey bildiğim hayatlar geliyor ekrana... ve aklıma bile gelmeyen şeyler öğreniyorum. yaşasın internet:) yaşasın nurturia:)
İş çok, yeliz kaçar!!

8 yorum:

Adsız dedi ki...

hazzin engellenmesi egitimi ne demek inanin ki anlamadim :) boyle de bir anneyim...

ruhdagı dedi ki...

Yeliz, 5-8 Mayıs arası CNR'a geliyorsun galiba. Belki karşılarız :)

Ayrıca, Bukowski ve Murakami okuyarak çocuk büyütülmüyor sanırsam :P Panikletiyorsunuz beni ama :(

yeliz dedi ki...

kirazım bu şöyle bişey..
hani tabağında patates ve köfte vardır, sen patatesi daha çok seversin, ve önce köfteyi yiyip patatesi sona bırakırsın, hazzını ertelemiş olursun ama sonunda daha çok keyif alırsın... gibi. bu bir tür iç disiplin eğitimi imiş. Çocuğun yemekten sonra dondurma yeme konusunda uyumlu olması, ya da dersini çalıştıktan sonra oynamaya izin vermek gibi gibi...
hihi ben de bilmiyodum, bizim doktor takık biraz, muayene mi istişare mi belli değil, sohbet ediyor üstüne para alıyor gibime geliyor:)))

yeliz dedi ki...

ruhdağım canım benim,
doğru tahmin sektör fuarı:P beklerim tanışırsak çok memnun olurum. cumartesi 4 uçağı ile kaçacağım, öncesinde hergün akşam 7 ye kadar standdayım. Salon 8, Stand C16 LG standı

hihi özledim bukowski okumayı:) murakaminin yaban koyunu yarıda kaldı, içim gidiyor, elime alamıyorum, kendini hazırlayasın... maalesef böyle:(
bu arada nurturiaya beklerim ruhdağım, tam anne-bebek şenliği, hamileler de üye olabiliyor.

Adsız dedi ki...

merhaba;Yeliz ben çocuk gelişimi konusundaki çabalarını takdirle karşılıyorum.Hangi kitapları okuyorsunuz,hangilerini önerirsiniz,doktorunuzun önerdikleri.Hepsini topluca yazabilirsen inan bize yol göstermiş olursun.Teşekkürler.Emine

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

aaa bu haz erteleme dalgasına benzer birşeyleri-çaktırmadan- yapıyormuşum. önce az sevdiği yemeği veriyordum sonra üstüne pilavı çıkarınca deli oluyordu. tam doymuşken o 1-2 kaşık pilavı zevkle yedirmişliğim vardır. ama ben tabi ikisini de masaya koymuyorum ki seçenek olarak algılamasın. benimki daha çok sürpriz şeklinde. böylesi sayılır mı yelizcan?

saricizmeli dedi ki...

yeliz,
doğumgününü kutluyorum.
çok öpücüklerrr...

yeliz dedi ki...

sevgili emine,
ben de sağdan soldan duyduklarıma dadanıyorum, ama ne kadar kitap o kadar bilgi, o kadar farklı bakış açısı...
harvey kerp mahallenin en mutlu yumurcağı
thomas gordon etkili aile eğitimi (iç disiplin mi dış disiplin mi kitabını da aldım henüz okumadım)
tracy hogg çocukluğa geçiş sorunlarına mucize çözümler
çocuk beden dili
kahraman çocuklar yetiştirmek
OSHO - yeni çocuklara anne baba olmak
Haluk yavuzer - bebeğinizin ilk 6 yılı
leyla navaro- beni duyuyor musunuz?
aklıma ilk gelenler

iyi okumalar dilerim, sevgiler